-
1 hatırını sormak
v. inquire after smb., ask about, ask after -
2 sormak
sormak <- ar> (-i -e) fragen ( jemanden etwas, nach D); jemanden verantwortlich machen (-den für A); Fragen stellen;-e saati olduğunu sormak jemanden nach der Uhrzeit fragen;-den ne istediğini sormak jemanden fragen, was er möchte;-in hatırını sormak nach jemandes Befinden fragen;fam sorma (oder sormayın) gitsin hör ( oder hören Sie) bloß (davon) auf!; ich kann dir ( oder Ihnen) sagen!;sora sora durch vieles Fragen;bir kimse sizi sordu jemand hat nach Ihnen gefragt -
3 sormak
(sorar)1) В, Д спра́шивать, задава́ть вопро́с кому- a saatin kaç olduğunu sormak — спроси́ть у кого кото́рый час
- dan ne istediğini sormak — расспроси́ть кого о том, что ну́жно
- ın hatırını sormak — справля́ться о чьём-л. здоро́вье
bu işi benden sorarlar — за э́то [де́ло] взы́щут с меня́
-
4 ask after
hatırını sormak, sağlığını sormak* * *(to make inquiries about the health etc of: She asked after his father.) hâl hatır sormak -
5 ask about
hatırını sormak, sormak, sağlığını sormak -
6 ask about
hatırını sormak, sormak, sağlığını sormak -
7 inquire
v. sormak, soru sormak, soruşturmak, araştırmak* * *1. araştır 2. bilgi al 3. sor* * *1) (to ask: He inquired the way to the art gallery; She inquired what time the bus left.) sormak2) ((with about) to ask for information about: They inquired about trains to London.) bilgi edinmek3) ((with after) to ask for information about the state of (eg a person's health): He enquired after her mother.) hâl ve hatırını sormak4) ((with for) to ask to see or talk to (a person): Someone rang up inquiring for you, but you were out.) istemek5) ((with for) to ask for (goods in a shop etc): Several people have been inquiring for the new catalogue.) sormak6) ((with into) to try to discover the facts of: The police are inquiring into the matter.) araştırmak, tahkik etmek•- inquiry- make inquiries -
8 осведомляться
-
9 inquire after smb
v. hatırını sormak, sağlığını sormak -
10 inquire after smb
v. hatırını sormak, sağlığını sormak -
11 Befinden
Befinden <-s> nt1) hatır; ( Gesundheitszustand) sağlık durumu;nach jds \Befinden fragen birinin hatırını sormak, birine hâl hatır sormak;wie ist das \Befinden des Patienten? hastanın (sağlık) durumu nasıl? -
12 hatır
hatır s1) Gedächtnis nt\hatır ve hayale gelmemek nicht vorstellbar seinbir şeyi sırf \hatır için yapmak etw aus reiner Gefälligkeit tunbir kimsenin/şeyin \hatırı için jdm/etw zuliebebirinin \hatırını sormak nach jds Befinden fragen -
13 hatır
1) па́мятьhatırından çıkmak — вы́лететь / вы́скочить из головы́, запа́мятовать
hatırına bir şey gelmesin — не поду́май ничего́ плохо́го
hatırına gelmek — вспо́мнить
hatırına getirmek — напо́мнить кому
hatırında kalmak — сохраня́ться в па́мяти
hatırında olmak — по́мнить, не забыва́ть
hatırlarda olmak — остава́ться в па́мяти люде́й
hatır[ın]da tutmak — держа́ть в голове́, сохраня́ть в па́мяти
hatırdan uzak tutmamak — не забыва́ть
2) уваже́ние (оказываемое кому-л.); почти́тельное отноше́ние, почте́ниеhatır etmek — уважа́ть, ока́зывать уваже́ние
gönül bilmemek / saymamak / tanımamak — а) вести́ себя́ гру́бо / неуважи́тельно; б) не счита́ться с чьим-л. мне́нием
hatırını hoş etmek — ува́жить, доста́вить уваже́ние
hatırını saymak — пита́ть уваже́ние к кому; почита́ть кого
••- hatır ve hayale gelmemekhatır için çip tavuk yenir — посл. из уваже́ния мо́жно да́же сыру́ю ку́рицу съесть
- hatırı kalmak
- hatırını kırmak
- hatır sormak -
14 hatır
hatır1 Gedächtnis n;-in hatırıma gelmek: sorduğunuz hatırıma gelmiyor ich komme nicht darauf, was Sie fragten oder ich kann mir nicht denken, was Sie meinen;… hatırımda … habe ich behalten;hatırında kalmak (oder tutmak) behalten, sich entsinnen (G);hatırımda kaldığına göre soweit ich mich erinnere;-in hatırından çıkamamak jemandem (eine Bitte) nicht abschlagen können;hatırından geçmemek sich nicht erinnern können (an A)hatır2 Achtung f, Respekt m; Gefühl n, Ehrgefühl n, Innere(s); Befinden n;-i hatır almak jemanden freundlich stimmen;hatır gönül bilmemek (oder saymamak) kompromisslos sein;hatır(ı) için um (seinet)willen, aus Rücksichtnahme (auf ihn);hatır(ı) kalmak böse sein, gekränkt sein;hatır senedi ÖKON Gefälligkeitsakzept n;hatır sormak nach jemandes Befinden fragen;-in hatırını hoş etmek jemandem Freude machen; jemanden achten;-in hatırını kırmak jemanden kränken;hatırını saymak jemandem Ehre erweisen
См. также в других словарях:
hatırını sormak — hâl hatır sormak Yakın tanıdık beylerden yanına gelenler, hatırını soranlar da oluyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
IYADET — Hastayı ziyaret edip hatırını sormak, gidip görmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük